Soyadı Kanunu, her Türk vatandaşına bir soyadı taşıma yükümlülüğü getiren 2525 sayılı kanundur. İsviçre’den alınarak düzenlenen kanun, 21 Haziran 1934 tarihinde kabul edilmiş, 2 Temmuz 1934 günü Resmi Gazete’de yayımlanmış ve 2 Ocak 1935′te yürürlüğe girmiştir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Hristiyan ve Yahudi nüfusun halihazırda soyadları bulunuyordu ve bu soyadlar yaşadıkları bölgedeki insanlar tarafından biliniyordu. Bu kanunun kabulünden sonra soyadı, Türkiye’de kişilerin kimliğinin ayrılmaz bir parçası olmuştur.  Türkiye’de 2013 yılına kadar ailenin en yaşlı bireyi, ailenin soyadını belirleyen kişiydi. Soyadı Kanunu’nun kabulü, toplumsal alanda yapılan Atatürk Devrimleri’nden birisidir.

Yasanın amacı, o güne kadar kişilerin ön adlarının yanında bir soyadı yerine dini , sosyal ve ailevi unvanlar taşımalarının yol açtığı olumlu ya da olumsuz ayrımcılığı ortadan kaldırmak ve nüfus işlemleri, askere alma, okul kaydı, tapu işlemleri gibi alanlarda yaşanan karışıklıkları gidermekti. Bu yasayı takiben 26 Kasım’da çıkarılan 2590 sayılı kanunla “ağa“, “hacı“, “hafız“, “hoca“, “efendi“, “bey“, “beyefendi“, “hanım“, “hanımefendi“, “paşa“, “hazret” gibi unvan ve lakapların kullanılması yasaklandı.

Türkiye Cumhuriyeti’nde resmi olarak kabul edilen ilk soyad, Soyadı Kanunu’nun çıkarılmasından 5 ay sonra 24 Kasım 1934 tarihinde TBMM tarafından oy birliği ile kabul edilen 2587 sayılı kanunla Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadı verildi. 17 Aralık 1934’te çıkarılan yasa ile bu soyadının diğer kişiler tarafından kullanılması yasaklandı.