Bazı “Yeni Osmanlıcı”, “Abdülhamid Pazarlıkçısı” kafa İttihat Terrakki’ye (İTC) “Filistini vermek istedi Ulu hakan engel oldu.” iftirası atıyor. İTC’i eleştiren (ilerideki yazıları bekleyiniz.) biri olarak söyleyebilirim ki bu çok yanlış. Öyle ki İT’in içindeki Yahudiler bile Filistin için Siyonizm ile savaşmıştır. Şimdi gelin 1.el kaynaklar ile gerçek neymiş öğrenelim.

Hahambaşı seçilen Haim Nahum, Ayan Meclisi reisi Ahmed Rıza Bey’i ziyaret ettiğinde Ahmed Rıza Bey kendisine Osmanlı lmparatorluğu’nda en fazla itimada mazhar milletin Yahudiler olduğunu söyledi:

“Bizler Musevilerin Osmanlı vatanına olan sadakatlerinden kesinlikle eminiz. Onların büyük kabiliyetlere sahip olduklarını ve dünyanın tüm ülkelerinde bir terakki unsuru, önemli bir medeniyet faktörü teşkil ettiklerini biliyoruz. Museviler vatanın terakkisi için çalışmaya karar vermeleri kafi olup karar verdikleri zaman çok şeyler yapacaklardır. Diğer ülkelerin Musevilerinin bizlere de gelmelerini, zekaları ve erdemleriyle. Bizlere yardım etmelerini çok arzuluyoruz. Bizim beklentilerimizi Avrupa’daki dindaşlarınıza, Alyans’a ve diğer büyük Yahudi müesseselerine bildiriniz. İmparatorluk muazzam tabii zenginliklere haizdir. İmparatorluğun Mezopotamya gibi bazı bölgelerinde kilometrekare başına sadece beş kişiye rastlandığı bölgeler vardır. Bu bölgelere insan yerleştirmek, eğitimi yaygınlaştırmak ve bunun yardımıyla topraktan içerdiği zeniginlikleri çıkarmak gereklidir.”[1]

Bunun üzerine Haim Nahum, Yahudilerin Filistin’e yerleşmeleri konusunda mevcut olan kısıtlamalara, özellikle Filistin’e gelen Yahudilerin Yafa limanından Filistin’e ayak basmalarını ve pasaportlarını resmi makamlara teslim edip karşılığında kırmızı sertifika almalarını emreden kanun ve nizamnamelere dikkati çekti. Bu durumdan bihaber olan Ahmed Rıza Bey şaşkınlığını gizleyemedi; Haim Nahum’dan Dahiliye Nezareti’ne resmi bir başvuruda bulunmasını istedi ve gerektiği takdirde kendisinin de şahsen müdahalede bulunacağını belirtti. [2]Bu konuşma Yahudi çevrelerinde büyük bir heyecan ve ümit yarattı. Bir Yahudi yurdunun kurulması için gayret sarf eden Siyonist çevreler böyle bir yurdun kurulması için adı geçen muhtemel yerler arasında Mezopotamya’nın da dikkate alınıp alınmaması konusunda tartışmaya başladılar. Ahmed Rıza Bey’in bu sözleri Batı Avrupa’daki Yahudi çevrelerinde büyük yankılar uyandırdı. Bu çevrelerde Filistin’de özerk bir yönetimden söz edilmeye başlandı, bu da Jön Türk çevrelerinde büyük tepkilere yol açtı. Bunun üzerine Kudüs vilayeti mebusu, Ayan Meclisi’ne bir dilekçe yollayıp Filistin’e Yahudi yerleşiminin yasaklanmasını talep etti. Meclis reisi dilekçeyi dört Yahudi ve iki Müslüman üyeden oluşan meclis komisyonun havale etti. Komisyon üyesi Yahudi mebuslar Rus ve Rumen Yahudilerinin Osmanlı topraklarına göç etmeleri halinde bunların bir vatan severlik tezahürü olarak Osmanlı tebaasına geçmelerini tavsiye ettiler. [3] Kahireli bir Yahudi, Stamboul gazetesinde Konstaritini ye Yahudilerine hitaben yayımladığı açık mektupta, onları hayali bir ülkü olan Siyonizme karşı mücadele etmeye davet etti. Osmanlı tebaalı bir Yahudinin Siyonist olması ve bu ülküye gönül vermesi halinde vatansever olmayacağını belirterek mektu bunu “Kahrolsun Siyonizm!” diye noktaladı. Bu açık mektup Konstantiniye basınında heyecan yarattı. Bazı gazeteler Siyonizme karşı çıkarken bazı gazeteler ise dinlerinden dolayı zulme uğrayan binlerce Yahudinin imparatorluk topraklarına kabul edilmelerine olumlu bir gözle baktılar. [4]

Selanikli Yahudi aydınları ve sosyal faaliyet amaçlı kulüpleri arasında bilgilendirme ve tartışma faaliyetleri başladı. Bu faaliyetlere cemaat kurumları, Hahambaşılar, Alyans çevresi ve ilk başta jabotinsky’ye kapılarını açmış olan Club Des İntimes direnç gösterdi. lTC Selanik içinde ve dışında Selanik Yahudilerine baskı yapıp Siyonist faaliyetlere kapılmalarını önlemeye çalıştı. Siyonist Kongresi’ne giden delegelere Siyonist faaliyet lerini durdurmaları ihtar edildi, hatta bir delege bu yönde faaliyette bulunmayı bile reddetti. Avrupa ülkelerini ziyaret et mekte olan Meclisi Mebusan üyeleri, Paris’teki Alyans merke zini ziyaret edip Siyonist faaliyetler konusunda Alyans’ın dik katini çektiler. Bu teşebbüsler sonucunda Club Des İntimes ikiye bölündü ve Osmanlıcılık eğilimine sahip Nouveau Club adında ikinci bir kulüp kuruldu. İmparatorluk içinde yükselen milliyetçi eğilimler ve lTC’ye karşı sürdürülen muhalefet sonucunda lTC’nin Siyonizme karşı gösterdiği duyarlılık arttı. [5]

Biz olayları kaynaklarla kısaca özet geçtik. Umarım yararlı olmuştur.

KAYNAKLAR:

[1] “Correspondances Particulaires des Archives”, Archives Isratlites, 3 Haziran 1909, s. 472 / “An invitation from Turkey”, The Jewish Clıronicle, 2 Nisan 1909, s. 10. Aktaran Rıfat N. Bali, Musa’nın Evlatları Cumhuriyet’in Yurttaşları, İstanbul 2005, s. 65 (Bu eserden çokça istifade ettik.)

[2] “Turkey”, The Jewish Chronicle, 4 Haziran 1909, s. 9. Aktaran Bali, age., s. 70

[3] “Turkey”, The Jewish Chronicle, 18 Haziran 1909, s. 10-11. 

[4] “Jewish immigration into the Turkish Empire”, The Jewish Chronicle, 25 Haziran 1909, s. 10. Aktaran Bali, age., s. 70

[5] age., s. 75