Daha önceleri defalarca yangınlarla boğuşmuş olan Bâb-ı âli(o dönemin devlet dairelerinin bulunduğu hükümet binası), 1911 yılında bir kere daha yanmıştır.

Daha önceleri defalarca yangınlarla boğuşmuş olan Bâb-ı âli(o dönemin devlet dairelerinin bulunduğu hükümet binası), 1911 yılında bir kere daha yanmıştır.

Bu yangında orta bölüm denilen kısım yanarak onarılamayacak hale gelmiş ve Bâb-ı âli iki binaya ayrılmıştır. Her yangında birçok doküman yol olsa da bu yangında Şura-yı Devlet ve Dahiliye Nezareti(İçişleri Bakanlığı) ile Mektubcu, Teşrifatçı, Beylikçi, Sadaret Kalemi daireleri ve özellikle Vakanüvis dairelerinin tamamen yanmış olması döneme ışık tutacak pek çok belgenin de yok olmasına sebebiyet vermiştir.

Vakanüvis daireleri, tarih yazımının yapıldığı resmi devlet daireleridir. Osmanlı Devleti tarih yazıcılığına büyük ihtimam göstermiş ve bunun için memurlar görevlendirmiştir.(Vakanüvisler)

Bu dönem İttihat ve Terakki fırkasının aktif olması ve 1. Dünya Savaşı’na gidilen yolda en önemli tarihlerden olması sebebiyle önemli bir dönemdir ve arşive kaldırılmadan kaybedilmiş olan her belge tarihçiler için çok büyük bir kayıptır.

Bu arada, Osmanlı döneminde İstanbul, büyük depremlerinin yanında büyük yangınlarıyla da ünlüdür. Zira o dönem İstanbul’daki yapıların büyük kısmı ahşap yapılardır ve bu durum koca bir muhitin yanmasını oldukça kolaylaştırmaktadır.