Şeyh Said İsyanı’nın bastırılmasından sonra, isyancıları yargılayan Şark İstiklal Mahkemesi, yargılamanın sonunda verdiği 28.06.1925 günlü kararda, tekke ve zaviyeleri “menba-ı şer ve fesad yuvası” olarak nitelemiş ve mahkemenin yargı çevresi içerisinde kalan yöredeki bütün tekke ve zaviyelerin kapatılmasına karar vermiştir.

Şeyh Said İsyanı’nın bastırılmasından sonra, isyancıları yargılayan Şark İstiklal Mahkemesi, yargılamanın sonunda verdiği 28.06.1925 günlü kararda, tekke ve zaviyeleri “menba-ı şer ve fesad yuvası” olarak nitelemiş ve mahkemenin yargı çevresi içerisinde kalan yöredeki bütün tekke ve zaviyelerin kapatılmasına karar vermiştir.[1]

Mahkemenin bu kararı daha sonra TBMM’ni harekete geçirmiş ve Meclis 30.11.1925 günlü oturumunda kabul ettiği 677 sayılı yasayla, tekke ve zaviyelerin bütün Türkiye’de kapatılmasına karar vermiştir. [2] 671 No’lu “Şapka İktizası Hakkında Kanun” da yine TBMM’nin 25.11.1925 oturumunda kabul edilmiştir. Bir takım giyisilerin yasaklanması da yine TBMM’de milletvekillerince yapılan önerilerle gerçekleşmişti. Meclis’in 21.02.1925 günlü oturumunda söz alan Karesi milletvekili Vehbi Bey’in bu konudaki önerisi şöyleydi:

(…) bendenizin Diyanet İşleri Riyasetinden beklediğim -Her vekâletten beklediğim gibi- meslek meselesidir. Onlar da mesleklerine sahip olsun, Her başına iki arşın sarık saran kimse, hocayım diye milletin arasında dolaşmasın. (Bravo sesleri) Binaenaleyh Diyanet İşleri Riyaseti mesleğini temsile kudretyab olan kimlerdir, onları tespit etmelidir ve buna bir kıyafeti mahsusa vermelidir. Yarın bendeniz başıma iki arşın sarık sararak çıksam milletin arasına, dilimin tatlılığına, fesahatime, belâgatime güvensem de, “bu Cumhuriyet bu islâmiyete mugayirdir“ diye hezeyan savursam, mani yoktur. Bu, addedilecektir ki şer’i şerifin ahkâmı böyledir. Neden? çünkü başında sarıklı bir hoca söyledi. (Doğru sesleri) Bunun için bendeniz şimdiye kadar ihmal edilen bu işin her şeyden evvel hallini talep ediyorum. Başına sarık, sırtına cübbe giyecekler bir şıhadetname ve tasdikname alsın. Rastgelen başında üç arşın beyaz sarıkla halkı dolandırmağa çıkmasın ve bu itibarla da islâmiyet dinine de leke olmasın. (Bravo sesleri)” [3]

KAYNAKLAR:

[1] Aktaran Mustafa Yürekli, Şark İstiklal Mahkemesi 1925-1927, Ekim 2016, s. 80.   

[2] TBMM Zabıt Ceridesi, 30.11.1925     

[3] TBMM Zabıt Ceridesi, 21.02.1341 (1925), s.213 vd.

https://www.guncelmeydan.com/pano/tarih-uzerinden-psikolojik-savas-ataturk-e-iftiralar-ve-sahte-belgeler-cengiz-ozakinci-t45679.html

Bu makaleden oldukça yararlandık